Salı, Kasım 25

sadeyağ olmadan bulguraşı mı olur?


arkeoloji bilimince urfa’nın göbeklitepesi, dünyanın ilk yerleşim yeri olarak bulgulanıyor. göbeklitepe'de, on bir bin yıl önce hemşerilerimiz av ürünleri ile besleniyorlarmış… sonrasında ilk tarımı da yapmışlar ve etin yanına buğdayı ekmişler, (bunlar adem’le havva’dır diyenler var) ve bulguru bulmuşlar yani bir anlamda urfalı için kifte’yi bulmuşlar!

bulgur demek urfalı için yemek demek üstelik ‘en güzel yemek’ demek; yemekler içinde olmazsa olmazlar demek; o yoksa çikifte yok yımırtalı kifte yok, içli kifte, yağlı kifte, aya kifte, yuvalak yok, yemeklerin en güzeli en zahmetlisi boranı yok, tiritli kifte yok; ya lıklıkı kifte ya dolmalı kifte? akıl alacak gibi değil yani!

bir urfalı bu kadar yokluğun altından kalkamaz. onun için urfalı bulgur olmayan yerde yaşayamaz, bundan eminiz; yaşıyorsa da urfalı olmaktan gönülsüzce vazgeçmiştir demektir ki Allah kimseleri böyle bir duruma düşürmesin.

bulgur dedik, kifte dedik ama sanmayın ki bütün bulgurlarla sadece kifte yapılır. bulgur aşı da yapılır hem de şehriyelisi; urfalılar böyle demez ama nasıl dediklerine de türkçenin harf sayısı yetmez! merak ettiyseniz bir urfalı bulun o size söylesin nasıl söyleneceğini.

neyse!

biz daha gurbet ellere, urfaların dışına sürüklenmeden çok öncelerde ankara sanat tiyatrosu (AST) gelmişti kentimize. oyunun bir repliğinde sanatçı şöyle diyordu, ‘her gün ebegümeci bulguraşii ebegümeci bulguraşii yeter be!’

hiç unutmayız bu repliği her bulguraşı yediğimizde çınlar kulağımızda. gerçi o sıklıkla yemiyoruz burguraşını ama bulduğumuz her fırsatta da ya içine nohut katıp nohutlu bulguraşı yapıyoruz ya da şehriyelisinden.

tabii bizim yaptığımız bir zamanların urfalıları’nın asla yemeyeceği cinsten bir bulguraşı. sadeyağ olmadan burguraşı yenir mi nerde görülmüş? çünkü bulguraşının tek başına bir albenisi yok onu bulguraşı yapan sadeyağ. sadeyağ nedir peki?

urfalılar’ın yeme içmelerine verdiği sade, yalın adlara hep hayranlık duyarız. yani kifteye elinin ayasında şekil vermişse adı aya kiftesi, elinin içinde yuvalamışsa yuvalak, kazanda pişirmişse kazan kebabı ya da hamur işinin ağzını açık bırakmışsa ağzı açık, yummuşsa ağzı yumuk! sadeyağ da onlardan biri işte! yağ, sadece yağ yani. adına urfa’nın dışında urfayağı da diyorlar ama aldırmayın onun adı sadeyağ! hem adı olan bir şeye yeniden niye ad konulur ki?

bulguraşı sade bir yemektir. bulguru haşlarsın suyunu çekince üstüne tavada kızdırılmış hatta az yakılmış sadeyağı cozz diye dökersin sofraya gelir. yanına da mutlak (boğazdan aşağıya insin diye) ayran, yeşil soğan ve de eşkili. bir çeşit turşu ama turşu değil eşkili. zamanı gelsin anlatırız onu da. bu arada urfa’dan başka bir yerde de bulunmaz ekşili aklınızda bulunsun.

bulguraşının sadesinden bıkıldığında ki çoklukla bıkılır çünkü sade bulguraşı fakir fukara yemeğidir, üstelik içinde de sadeyağ yoktur; o zaman içine şehriye kavurup koyarsınız olur size şehriyeli bulguraşı; paranız varsa ya da kıyıp kesebiliyorsanız üstüne tavuk da kızartıp basarsınız, et de.

afiyetle, sağlıkla.

7 yorum:

  1. selam,
    ne güzel anlatmışssınız, elinize dilinize sağlık diyeceğim :-)
    sevgilerimle

    YanıtlaSil
  2. Urfa yagini hatirliyorum galiba.. Sari, yuvarlak teneke kutularda satilmaz miydi?
    Ben de bulguru cok severim (Ben de bir urfalilik var mi acaba?) Bozkir'da bulgur be patatesle "batirik" yaparlardi. Bulgur pilavini, sade, domatesli, yesil mercimekli, nohutlu yaparim.
    "Bulgurasi" nin adi guzel.. Sehriyeli hic yapmamistim (arpa sehriye degil mi?)
    Ben sadece bu yemekleri yazisinizi degil, sehrinizle olan bu derin bagin oykusunu de okumaya geliyorum buraya

    YanıtlaSil
  3. sevgili kızlar,,

    öncelikle teşekkürler iltifatlarınız için...

    sadeyağa gelince. şimdilerde o sadeyağ olmaktan çıktı ve her şey gibi o da bozuldu ama yine de sadeyağ işte...

    sevgili mehtap hn,

    şehriye tel şehriye önce biraz kavurup rengini döndürmek gerekiyor...

    sevgiyle

    YanıtlaSil
  4. Bulgura olan sevdam hücrelerimde Urfalılık olduğundan şüphelenmeme neden olacak kadar ileri derecedir. yalnız bir şey sormak istiyorum. sadeyağ denen şeyin, tereyağının işlemden geçirilmiş hali olduğunu bilirim. sizin bahsettiğiniz sadeyağ o sadeyağ mıdır merak ettim açıkçası.

    YanıtlaSil
  5. sevgili zero,

    açıkçası çok da doğru bilmiyorum sadeyağın nasıl yapıldığını. yapımına hiç yakın olmadım... bu yağ urfa'nın dışında köylerde yapılıp kente geldiğinden biz urfalılar sadece onu yemeklerimizde kullanmakla yetindik. ama yapımını bilmemek ne ayıp değil mi?

    YanıtlaSil
  6. Demek sonunda size sizin bilmediğiniz ama benim bildiğim bir şeyi anlatabileceğim:) aslında çok meşakkatli bir iş diyebilirim sadeyağın çıkarılması, ama bir o kadar da sağlıklı bir yağ. neden mi? hani terayağı erttiğinizde böyle yağın üzerinde beyaz beyaz köpükler olur. onlar terayağını zararlı yapan ve damarlara yapışıp kolestrole neden olan maddeler. sadeyağ o maddelerin temizlenmiş hali oluyor. böylece sadeyağ olarak çok uzun müddet bozulmadan da saklayabiliyorsunuz dolapta. sadeyağ uzun süre bozulmadığı için özellikle baklavacılar kullanılarmış bu yağı diye duymuştum. diyelim 1 kilo terayağını aldınız, tencereye parça parça koyup altını kısık ateşte açıyorsunuz. burda yağın yanmaması çok önemli, bunun içinde yarım bardak kadar soğuk su katıyorsunuz terayağının içine. kısık ateşte yanmadan erimeye başlıyor terayağı. eriyip de iyice ısınma noktasına gelirken tencerenin üzerinde birikmeye başlayan köpükleri kaşıkla almaya başlıyorsunuz, tıpkı reçel yaparken ki gibi. sonra altını kapatıp iyice soğumasını bekliyorsunuz ki, yağ donup altta kalan suyu süzebilelim. bu işlem iki kez daha tekrarlanıyor. artık üçüncüsünde bütün köpüklerden, zararlı maddelerden temizlenmiş olarak sadeyağınıza kavuşuyorsunuz. bütün bu işlemler 2 gün kadar sürüyor. dediğim gibi meşakkatli, ama sağlık açısından öneriyorlar doktorlar da. en azından benim doktorum:) benim bunları nerden bildiğimi sormayın, daha bende böyle gizli kalmış çok sır var:)
    sevgiler

    YanıtlaSil
  7. sevgili zero,

    bu kadar bilgi karşısında utandım! ama demek değildir ki sana sadeyağla yımırtalı kifte yapmayacağım. ilk fırsatta büyük bir keyifle...

    sevgiyle kal.

    YanıtlaSil