Salı, Ekim 4

Kebap ve Urfalı


Urfalı için kebap nedir?

Bizce balcanlı, frenkli, haşhaş, tike ve de soğanlı kebaptır. Mevsiminde yenir ki dadı gelsin…

Tabii ki ayrıca Urfalı’nın, “elmalı, kemeli, patatesli” diye de kebapları vardır. Onlar da güzeldir, hoştur ve onlar da mevsiminde yenir…

Yine ayrıca son on yılların en gözde kebabı, ciğer kebabı da vardır. Neredeyse bütün Urfa’nın sokaklarında bütün bir gün aralıksız, durmaksızın pişirilip yeniyor.

Bu kebaplar iyi güzel hoş da yine biz göre Urfalı’nın en esaslı kebapları sadece ve sadece balcanlı / frenkli kebaplardır.


Urfalı yaz geldi mi neredeyse hafta içinde değiştirerek bir balcanlı bir frenkli kebabı açık ekmeğine yatırır dürmük yapar yer… Bu çok çok fazla sevdiği iki sebzenin tadını çıkarır.

Ancak “gurbete düşmüş” biz gibi Urfalılar’ın böyle “lüks”leri yoktur. Zaten nereden bulacaktır ki “kebap gibi” kebap pişiren kebapçıları?

Şurasını sürekli tekrarlıyoruz. Biliyorsunuz. Ülkede çok ama çok şiddetli bir kültür erozyonu var ve bu erozyon Urfalı, Antepli ya da Adanalı diye ayırmıyor. Üstelik bunu yapanlar da aynı kültürün insanları. Nedenleri de yine kendi meşreplerine göre para, para ve yine para…


Balcanlı kebabın etinden çalacak, traktör tekerleği gibi olması gereken, zırhla çekilmiş kuzu etini küçülte küçülte dana ile karıştıra karıştıra öyle bir kebap çıkaracak ki ortaya, tanıyan beri gelsin… Hatta terbiyesizliği öylesine bir noktaya getirecek ki, canım balcanlı kebabın yanına, pilav, patates kızartması koyacak…

Gerekçesi de hazır! “Efendim, müşteri yağlı et yemiyor”muş! Eee yemesin. Hatta zıkkımın kökünü yesin. Biz kimseye zorla “Gelin balcanlı kebabımızı frenkli kebabımızı” yiyin diyor muyuz? Yiyecekse, aslı neyse onu yiyecek ve sen de onu satacaksın.


Yukarıdaki fotoğraf yine böylesine bir rezaletin fotoğrafı… Yapan da bir Antepli kebapçı…

Frenkli kebabı dana etinden yaptığı yetmezmiş gibi getirip yanına bir de kıvırcık doğramış! Ne diyelim Allah ıslah etsin!

Bize düşense bir kebapçıyı daha defterden silmek oldu.

Afiyetle…

4 yorum:

  1. Söylediklerinize kesinlikle katılıyorum. Bu cumartesi biz de ablamla aynı konuyu konuştuk. Gittiğimiz AVM'de "X Çiğ Köfte" vardı. Hani sizin bir zamanlar yazınızda bahsettiğiniz. Kendi bildiklerimden ve sizin yazınızda okuduklarımdan harman yapıp konunun aslını anlattım. Ablam da çikifteyi çok seven ama yoğuramayanlardan. "Bizim gibiler için iyi bir şey aslında" dedi. Onun bu cümlesine güzel memleketim Konyamız'ın meşhur etliekmeği ile cevap verdim. "Nasıl ki etliekmeğin pişirilip de paket yapılıp satılması olmayacak bir durumsa, bu da onun gibi bir şey. Ya bir kültüre sahip çıkacak ve yemeyeceğiz yapamıyorsak, ya da kültür ellerimizden kayıp gidecek mazaAllah".

    YanıtlaSil
  2. evet aynen öyle. ya kültürümüze sahip çıkacağız ya da yok olacak çok doğru. aynen sizin konya evli ekmek örneğinizde verdiğiniz gibi.

    YanıtlaSil
  3. çok haklısınız.Bende adanalıyım.Adana dışında adana kebab yemedim.bildiğimiz dana etiyle yapılmış köfteye bol acıyı koyuyorlar adana kebab diye yediriyorlar.yanına da aynen dediğiniz gibi pilavla servis yapıyorlar.zaten çiğ köfte artık iyice cılkı çıktı denilebilir.herköşe başı çiğ köfteci ama aslı hiç yok

    YanıtlaSil
  4. evet bir de sizin adana kebabın başına gelenler var. aşağıda adana ile ilgili bir yazı var. yazıyı okuyunca adana kebabının başına neler geldiğini anlıyorsunuz.

    http://mehmetsarac.blogspot.com/2011/05/adana-mutfag-sokakta-omur-akkor.html


    bu arada unutmayın ısrarla vurguluyoruz. çikifte asla sokakta yenmez! unutmayın...

    sevgiyle

    YanıtlaSil